Avuç içi terlemesi,
bireyin günlük hayatında, sosyal faaliyetlerinde, öğrenme sürecini, iş
yaşantısını psikolojik düzeyini etkileyecek bir düzeyde ise böyle bir anda
aşırı avuç içi terleme hastalığı (tıp literatüründeki adı palmar hipehidroz)
meydana gelmektedir.
Avuç içi terlemesi
genelde ellerde sıklıkla kendini gösteren bir terleme durumudur. Avuç için terlemesinin
hayatı anlamda bir tehlikesi söz konusu değildir. Fakat en tehlikeli olan aşırı
terleme yeri burasıdır. Zira tüm faaliyetlerimizi görmekte kullanmış olduğumuz
ellerimizin terlemesi bizleri birçok konu engelleyebilir.
Avuç içi terlemesinin özellikleri
Toplumda genelde 100 kişiden 3-4 kişide
rastlanılmaktadır. Avuç içi terlemesi genelde çocukluk yaşlarında kendini
gösterir. Erkek ve bayanlarda eşit miktarda görüldüğü
gözlemlenmiştir. Genellikle avuç içi terlemelerinin çoğu genetik yapılıdır.
İrsi olan el terlemelerinin yaklaşık %45’i bu şekilde meydana gelmektedir. Her
mevsim yaşanma ihtimali yüksektir. Fakat sıcak ayların olduğu dönemlerde
kendini daha belirgin olarak göstermektedir.
Bazı bireylerde 35-40 yaşları arasında biraz daha
azaldığı görülse bilene hayat boyu devam ettiğini söyleyebiliriz. Heyecan,
stres gibi duygusal hallerde kendisini daha belirgin bir şekilde
göstermektedir. Bu durumlar avuç içi terlemesini tetiklemektedir. Avuç içi
terlemeleri uyku esnasında meydana gelmez. Uykudan uyandıktan sonra meydana gelmektedir.
Avuç içi terlemesinin nedenleri ve sebebi
Yalnızca el kısmında görülen, her ikisinde birden
yaşanan ve eşit derecede oluşan aşırı terleme durumu başka bir rahatsızlıktan
kaynaklanmamaktadır. Ancak başka bir rahatsızlığın belirtisi olabilir. Herhangi
bir hormonsal bozukluk meydana getirmez. Yapılacak olan tetkiklerde anormal bir
durum söz konusu değildir. Elde yer alan ve özellikle avuç içindeki ter
bezlerinin yapısında bir sorun bulunmaz. Yani ter bezlerinin büyüklüğü ile
sayısı normaldir.
Avuç
içinde meydana gelen aşırı terlemeyi meydana getiren sempatik sistemlerin
ayarlarında bir sıkıntı meydana gelmektedir. Bu tür rahatsızlıklar yaşayan
bireylerde sempatik sistemler fazla çalışmaktadır ve aşırı derecede duyarlı
konumdadırlar. Sempatik sistemin faaliyetini yerine getirme durumu aşırı
düzeyde gelişmesi sebebiyle gereksiz yere ter üretimi söz konusu olmaktadır. Bu
durumda avuç içi terlemelerini meydana getirmektedir. Genellikle stres ve
heyecan gibi psikolojik durumların akla birden bire gelmesi sonucu ter
bezlerinin uyarılma durumu söz konusu olmaktadır.
Avuç içi terlemenin ameliyatsız çözümü
Avuç
içi terlemesinin derecesi yüksek değilse yani nemlenme derecesinde değil ise
terlemeyi önlemek adına jel, sabun, losyon ya da krem ve benzeri ürünleri her
gün ve özellikle de akşamları avuç içine uygulanarak terlemenin azaltılması
sağlanır.
Bahsetmiş
olduğumuz ürünlerde yer alan klorid ve alüminyum ter bezleri kanalını tıkaması
durumunda terin dışarı atılımını önler. Ancak meydana gelen terleme durumu oldukça
yüksek ise bu tıkama durumu yüksek dereceli ter basıncı ile itilip açılır. Bu
durumda da tedavi edilmesi zorlaşır. Bunun yanında cilt tahrişleri ile alerjide meydana gelmektedir.
Daha
da şiddetli düzeyde görülen avuç içi terlemelerinde botoks ile iyontoforez
tedavisi uygulanması mümkündür. Ameliyatsız olarak sunulabilecek en güzel
yöntem avuç içi terlemelerinde bu yöntemlerdir.
İyontoforez
tedavisi için özel cihazlar yardımıyla avuç içi kısmında düz akım halinde
elektrik verilir. Ter bezlerinde meydana gelen şok etkisi ile avucun iç
kısmında ıslaklık biçiminde terleme geçebilir ya da azalabilir. Haftada
yaklaşık olarak 2-3 defa 20-30 dakika aralıklarında bütün yaşam boyu
bu yöntemin uygulanması gerekmektedir. Oldukça zaman alıcı bir yöntem olmasının
yanı sıra hastaya bıkkınlık da vermektedir. Bunun yanı sıra avuç içi
kısımlarında yanmada meydana getirmektedir.
Botoks
tedavisi için ise avuç içinde ve parmak kısımlarında 15-20 kez botoks
enjeksiyonu uygulanır. Botoks ter bezlerinin aşırı salgılanmasını önlemesinin
yanı sıra ter bezlerinde geçici felç yaşanmasına da neden olmaktadır. Avucun iç
kısmında ıslaklıklar şeklinde terleme için kullanılır. Bu yapılan uygulamanın
etkisi kalıcı değildir. Her el için 3-4 ayda bir yapılması zorunluluğu
bulunmaktadır. Uygulama esnasında hasta çok ağrı çekebilir. Aynı zamanda
maliyeti de oldukça yüksektir. Hastada duyu kayıplarına da yol açmaktadır.